Günümüzde karşı karşıya kaldığımız pek çok sorun, artık yalnızca belirli bölgeleri değil, tüm dünyayı etkileyen küresel ölçekli krizler haline gelmiştir. İklim değişikliği, gıda ve su krizi, yoksulluk, toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri, enerji arz güvenliği, eğitimde ve gelirde fırsat eşitsizliği, çevre kirliliği, biyolojik çeşitliliğin kaybı, savaşlar ve insan hakları ihlalleri gibi sorunlara sürdürülebilir ve kapsayıcı çözümler üretebilmek, yalnızca devletlerin değil, aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarının (STK) da sorumluluk üstlenmesini zorunlu kılmıştır.
Bu gelişmeler, sivil toplumun hem sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmadaki rolünü hem de çevresel, sosyal, ekonomik ve yönetişimsel sürdürülebilirliğin sağlanmasında üstlendiği kritik işlevi ön plana çıkarmıştır. Böylece sivil toplum kuruluşları, günümüzde yalnızca yerel düzeyde faaliyet gösteren yapılar olmaktan çıkmış; bölgesel, ulusal ve küresel düzeyde etkinlik gösteren stratejik aktörler haline gelmiştir.
Tüm bu gelişmeler, toplumların sadece ekonomik ya da yapısal çözümlerle değil; aynı zamanda adalet, katılımcılık, eşitlik, dayanışma gibi değerlere dayanan bir dönüşüm sürecine girmesi gerektiğini göstermektedir. Bu dönüşümün kilit unsurlarından biri olan sivil toplum, kamu politikalarının oluşturulmasında, kamu yönetiminde ve akademik araştırmalarda merkezi bir konuma sahiptir. Bu bağlamda sivil topluma profesyonel bir perspektiften yaklaşmak, alana ilişkin nitelikli insan kaynağını yetiştirmek ve kamu, özel sektör ve STK’lar arasındaki iş birliklerini geliştirmek temel bir ihtiyaç haline gelmiştir.
İşte bu ihtiyaçtan hareketle kurulan Marmara Üniversitesi Sivil Toplum Kuruluşları Uygulama ve Araştırma Merkezi (STKAM): hem akademik bilgi üretimini teşvik eden hem de uygulamaya dönük projeler geliştiren bir merkez olarak, Türkiye’nin sivil toplum kapasitesinin güçlenmesine katkı sunmayı hedeflemektedir.
Bu sayfa Non-Government Institutions Research and Implementation Centre tarafından en son 12.05.2025 11:21:50 tarihinde güncellenmiştir.